9 Aylık ve Alman Kale'den Aklımda Kalanlar (Alkislarla Yasiyorum)

sabah kahvaltıdan sonra kendimi sokağa
atmamla akşam yemeğine eve dönmem (bazen gitmezdim bile annem balkondan
sepetle ekmek arası köfte, patates gönderirdi) arasında geçen sürede
tek bir caddede nasıl vakit geçtiğini şu an bile hatırlamıyorum. Tek
aklımda kalan maç yapmaya yetecek adam bulamayınca sonu gelmeyen 9
aylık ve alman kale oyunlarımızdı. İşte o mucidi belli olmayan müthiş
oyunlar…

9 aylık: her mahalleye göre değişmekle birlikte kurallar şöyle idi
-en az 3 kişi (toptan fazla anlamayan birisi varsa daha iyi olur, sebebi az sonra)
-kaleci top sektirme yarışmasına göre seçilir ve en az sektiren kaleye
geçerdi (işte toptan anlamayan adamın varlığının faydaları)
-9 puanla oyuna başlanırdı (kişi sayısı az ise bu puan 3 katları olarak artardı)
-kaleci topu diker ve oyun başlar
-abanmak yasak
-topa her seferinde bir kez dokunulur (top auta giderse, topa düzeltme,
kaldırma vs. için 2. kez dokunulursa kaleye geçilir, topa 2 kere
dokunmaya “ikilemek” denirdi) (birden çok topa dokunma ancak havadan
gelen topun yere düşürmeden ayak, kafa, omuz ile sektirilmesi ile
mümkündür)
- gol değerleri röveşata>vole>kafa>normal vuruş olarak sıralanırdı
- kalede 9 sayısına ulaşan sırayla oyundan çıkardı tabii ki bazı
lakaplarla ( Anne –toptan anlamayan adamın diğer kişilere artı
avantajı-, kız kardeş, büyük kız kardeş, erkek kardeşler ve baba. kişi
sayısı fazla ise teyze, hala, amca, dayı da eklenebilir) kız lakabı ile
oyundan çıkan aşağılanır ve aşağılanma derecesi babaya kadar azalarak
ilerlerdi
Not 1: aman anne, kız kardeş olmayım korkusuyla topa vurmaktan kaçınan
adamlar oyunun içine eden tiplerdir. Topa iki kere değme ve bunu
kabullenmeme, dışarı çıkan topun birine sürtmesi ile tam konsantre
olmuş kalecinin hakkını arama seviyesine göre kavga çıkma olasılığı
artardı.

Alman kale: kuralları 9 aylık gibi değişkenlik gösterir
-en az 3 kişi ile oynanır,
-tek bir kale
-kimse kaleci olarak oyuna başlamak istemediğinden top sektirme yarışmasına göre topu en az sektiren kaleye geçer
-kaleci ilk fırsatta gol olmasın diye topu ebesinin ***na gönderir ve oyun başlar
-abanmak yine yasak
-kaleye gol vuruşları muhakkak havadan yapılmalı
-yerdeki topu kaleye vurursanız, havadan yapılan vuruşu kaleci top yere
değmeden havada tutarsa, topu auta gönderirseniz kaleye geçersiniz paşa
paşa
-gol değerleri 9 aylık ile aynı
- belli bir puanla oyuna başlanır (genelde 21), kalede iken yediğiniz
gole göre puanınız düşer, puanınız sıfırlandığında oyundan def
edilirsiniz
No 2: atılan golün röveşata mı vole mi olduğu konusunda hararetli
tartışmalar yaşanır (tabi röveşata o zamanlar sadece tsubasa nın
marifeti gibi gelirdi bizlere), topun taştan ibaret olan direğin
üstünde geçmesi aut mu yoksa direk mi olduğu konusunda yine tartışma
yaratırdı. (çok tartışma çıkaran bir mahalleydik sanırım)

Bu oyunlar belli bir neslin misket oyunu ile tek eğlence ve zaman
öldürme kaynağıydı, artık ufak veletler yaz tatillerini playstation,pc
başında geçirmeleri ile tarihe karışmış durumdalar …

Heheheehehe çok güzel yine eline sağlık. Smile

:D:D:D serinin devamını beklioz nistel alkis

**Moderatör**

Nistel demiş ki:: Bu oyunlar belli bir neslin misket oyunu ile tek eğlence ve zaman
öldürme kaynağıydı, artık ufak veletler yaz tatillerini playstation,pc
başında geçirmeleri ile tarihe karışmış durumdalar …

+99999

Atari , bilye ve kan ter içinde kalana kadar maç yaparak geçti çocukluğum , sadece ataridede tsubasadan başka oyun oynamamazdık

Güzel rp yazıyorsun nistel.Devam etmelisin Wink

Güzel

Bişey itiraf ediyim mi? biz eşşek kadar adam olduk hala toplanım gizli gizli bu oyunları oynuyoz Very Happy

.Ama adı değişik bizde.Kulak çekmece filan diyoruz.Daha terbiyesiz isimleride var Very Happy

.