|
|
Osmanlı'dan Japonya'ya robot |
|
|
Yazar |
Mesaj |
kadir1131
|
Konu: Geri: Osmanlı'dan Japonya'ya robot Ptsi Haz. 22, 2009 3:09 pm |
|
|
Nico dediği gibi Selanik in ozaman nüfusunun %60 kadarı Yahudi idi.
Cemal Paşa komutasında ki Selanikte Bulunan Osmanlı Ordusu çok az bir şekilde direnerek geri çekildi. Ve çekilirken osmanlı mühimmatlarını, silahlkarını vb. araçlarınının hepsini Yunan çetecilere bıraktılar. Yunan çeteciler şehri aldıktan sonra yaptıkları ilk iş ise Selanikteki bütün yahidileri Osmanlı ya verdiği zararı bize de vermesin diyerek öldürtmüşlerdir. Şehrin meydanına getirip tüm Yahudileri yakıyorlar.
Zaten 1. Balkan Savaşlarında Osmanlı gerçekten çok gerilemiştir. Selanik i Yunan çetecilere vermeseydik kuzeyden gelen Bulgar Ordusu mutlak alacaktı.
Ve 1. Balkan Savaşlarından sonra Mit abimin dediği gibi Ayestefenos Anlaşması imzalandı. Ayestefenos un şimdiki adı ise Yeşilköy dür. İstanbul Yeşilköy. Rus ordusu 1. Balkan Savaşlarında Tuna cehesini önce saf dışı bıraktı. Ardından Osmanlı nın başkentine doğruı ilerledi. Yani İstanbul a. O zamanlardaki siyasi denge olmasaydı İstanbul u Rus Ordusu feth edecekti. Osmanlı devleti 1800 lerde çökmüş olacaktı. Ve Ayestefenos Anlaşması Ruslara büyük ayrıcalık verirdi. 1. Balkan savaşlarında Bulgarlar baya toprak aldı. Avrupalı devletler (İngiltere, Fransa vb.) Akdenizdeki gücünü korumak için Rusların Akdenize inmemesi gerektiğini savunulardı. Ve Bulgaristan 1. Balkan Savaşlarından sonra baya toprak aldıkan sonra Avrupalı devletler Rusya nın Bulgaristan üzerinden (panslavizm) Akdenize ineceğini düşünüp 2. Balkan Savşını başlatmaya çalıştılar ve başlattılar. 2. Balkan Savaşlarıında Ayestefenos Anlaşması bozuldu. Ve Osmanlı 1. Balkan Savaşlarında kaybettiği toprakları geri kazandı. |
|
|
|
Nicomedia41
Üyeliği iptal edilmiştir
|
Konu: Geri: Osmanlı'dan Japonya'ya robot Ptsi Haz. 22, 2009 3:22 pm |
|
|
Resmi tarih yalanları beni ilgilendirmez..
Osmanlı 1909 da bitmiştir. Ondan sonra İslam dünyasıda Osmanlının mason fasıklarının eline geçtiğini anlamıştır. Hilafet siyasetini en iyi kullanan Padişahımız Abdhulhamid handır . Bugün endonezyayada gitsen çinede gitsen amerikayada gitsen abdulhamid hanın torunu diye seni kucaklarlar..
Abdulhamid hanı yahudiler dinleyin .. Tabi kuyruk acısı olan bazı İslam düşmanları ve Osmanlı düşmanı olan Türkiyede ekmek yiyip Osmanlıya söven vatan hainleri abdulhamid hanı sevmezler .
Dünyanın 4 bir tarafı yahudilerin elindeyken Abdulhamid han 33 yıl direnmiştir. ve sonunda kendisine aydın diyen bazı osmanlı düşmanı sözde vatanseverler ve bulgar rum komitacılar tarafından indirilmiştir . O tarihten sonra osmanlı küfürün eline geçmiştir.
Arkadaşım bugün ayasofya bile puthane yapılmıştır . Küfrün zalimliğine bakarmısın !
Fatihin Ayasofya vakfiyesine bir bak istersen
İşte bu benim Ayasofya Vakfiyem, dolayısıyla kim bu Ayasofya’yı camiye dönüştüren vakfiyemi değiştirirse, bir maddesini tebdil ederse onu iptal veya tedile koşarsa, fasit veya fasık bir teville veya herhangi bir dalavereyle Ayasofya Camisi’nin vakıf hükmünü yürürlükten kaldırmaya kastederlerse, aslını değiştirir, füruuna itiraz eder ve bunları yapanlara yol gösterirlerse ve hatta yardım ederlerse ve kanunsuz olarak onda tasarruf yapmaya kalkarlar, camilikten çıkarırlar ve sahte evrak düzenleyerek, mütevellilik hakkı gibi şeyler ister yahut onu kendi batıl defterlerine kaydederler veya yalandan kendi hesaplarına geçirirlerse ifade ediyorum ki huzurunuzda, en büyük haram işlemiş ve günahları kazanmış olurlar.
Bu sebeple, bu vakfiyeyi kim değiştirirse,
Allah’ın, Peygamber’in, meleklerin, bütün yöneticilerin ve dahi bütün Müslümanların ebediyen LANETİ ONUN VE ONLARIN ÜZERİNE OLSUN, azapları hafiflemesin onların, haşr gününde yüzlerine bakılmasın.
Kim bunları işittikten sonra hala bu değiştirme işine devam ederse, günahı onu değiştirene ait olacaktır.
Allah’ın azabı onlaradır. Allah işitendir, bilendir.
Fatih Sultan Mehmed Han - 1 Haziran 1453 (Tapu Kadastro Genel Müdürlüğü'nde Bulunan Ayasofya İle İlgili Arapça Vakfiyenin Tercümesi)
Ya Allah cc. ayeti kerimesi "Allah'ın mescidlerinde o'nun adının anılmasına engel olan ve onların harap olmasına çalışandan daha zalim kim vardır! Aslında bunların oralara ancak korkarak girmeleri gerekir. Başka türlü girmeye hakları yoktur. Bunlar için dünyada rezillik, ahirette de büyük azap vardır." (Bakara Suresi / 114.Ayet)
En Kadim Sevgiler .. |
|
|
|
maykifel
|
Konu: Geri: Osmanlı'dan Japonya'ya robot Ptsi Haz. 22, 2009 3:26 pm |
|
|
- Pasha_Nico demiş ki:
- Resmi tarih yalanları beni ilgilendirmez..
Osmanlı 1909 da bitmiştir. Ondan sonra İslam dünyasıda Osmanlının mason fasıklarının eline geçtiğini anlamıştır. Hilafet siyasetini en iyi kullanan Padişahımız Abdhulhamid handır . Bugün endonezyayada gitsen çinede gitsen amerikayada gitsen abdulhamid hanın torunu diye seni kucaklarlar..
Abdulhamid hanı yahudiler dinleyin .. Tabi kuyruk acısı olan bazı İslam düşmanları ve Osmanlı düşmanı olan Türkiyede ekmek yiyip Osmanlıya söven vatan hainleri abdulhamid hanı sevmezler .
Dünyanın 4 bir tarafı yahudilerin elindeyken Abdulhamid han 33 yıl direnmiştir. ve sonunda kendisine aydın diyen bazı osmanlı düşmanı sözde vatanseverler ve bulgar rum komitacılar tarafından indirilmiştir . O tarihten sonra osmanlı küfürün eline geçmiştir.
Arkadaşım bugün ayasofya bile puthane yapılmıştır . Küfrün zalimliğine bakarmısın !
Fatihin Ayasofya vakfiyesine bir bak istersen
İşte bu benim Ayasofya Vakfiyem, dolayısıyla kim bu Ayasofya’yı camiye dönüştüren vakfiyemi değiştirirse, bir maddesini tebdil ederse onu iptal veya tedile koşarsa, fasit veya fasık bir teville veya herhangi bir dalavereyle Ayasofya Camisi’nin vakıf hükmünü yürürlükten kaldırmaya kastederlerse, aslını değiştirir, füruuna itiraz eder ve bunları yapanlara yol gösterirlerse ve hatta yardım ederlerse ve kanunsuz olarak onda tasarruf yapmaya kalkarlar, camilikten çıkarırlar ve sahte evrak düzenleyerek, mütevellilik hakkı gibi şeyler ister yahut onu kendi batıl defterlerine kaydederler veya yalandan kendi hesaplarına geçirirlerse ifade ediyorum ki huzurunuzda, en büyük haram işlemiş ve günahları kazanmış olurlar.
Bu sebeple, bu vakfiyeyi kim değiştirirse,
Allah’ın, Peygamber’in, meleklerin, bütün yöneticilerin ve dahi bütün Müslümanların ebediyen LANETİ ONUN VE ONLARIN ÜZERİNE OLSUN, azapları hafiflemesin onların, haşr gününde yüzlerine bakılmasın.
Kim bunları işittikten sonra hala bu değiştirme işine devam ederse, günahı onu değiştirene ait olacaktır.
Allah’ın azabı onlaradır. Allah işitendir, bilendir.
Fatih Sultan Mehmed Han - 1 Haziran 1453 (Tapu Kadastro Genel Müdürlüğü'nde Bulunan Ayasofya İle İlgili Arapça Vakfiyenin Tercümesi)
Ya Allah cc. ayeti kerimesi "Allah'ın mescidlerinde o'nun adının anılmasına engel olan ve onların harap olmasına çalışandan daha zalim kim vardır! Aslında bunların oralara ancak korkarak girmeleri gerekir. Başka türlü girmeye hakları yoktur. Bunlar için dünyada rezillik, ahirette de büyük azap vardır." (Bakara Suresi / 114.Ayet)
En Kadim Sevgiler .. nico burda kimse Aptülhamit hanı kötülemiyor ki |
|
|
|
Nicomedia41
Üyeliği iptal edilmiştir
|
Konu: Geri: Osmanlı'dan Japonya'ya robot Ptsi Haz. 22, 2009 3:31 pm |
|
|
(Yılmaz Öztuna, Büyük Türkiye Tarihi , Cilt 7 , Ötüken Yayınları, sf 233) Sultan II.Abdülhamid 'i tahttan indirmeye giden ekipte kimler vardı?
Bilindiği üzere II.Abdülhamid'i tahttan indiren ekipte Emanuel Karaso, Aram Efendi, Es'ad Toptani ve Arif Hikmet Paşa yer almaktadır. Zaten Abdülhamid Han da en çok ekipteki kişilerin yanlış seçildiğine içerler ve çok üzülür. İşte bu 4 ismin nitelikleri..
***
"Karaso, İtalya'dan para alan bir casus olup, Libya 'nın İtalya tarafından yutulmasına meş'um bir rol oynamış, sonradan İtalya'ya kaçmış bir vatan hainidir. Ermeni Aram Efendi, Ermeni ihtilal komiteleri ile yakın ilgisi olup Sultan Abdülhamid'den Ermeniler'in intikamını almak için Abdülhamid'i tahttan indiren ekibe sokulmuştur. Jandarma Paşası olan Es'ad Toptani, birkaç yıl sonra devlete isyan ederek Arnavut istiklali için silah çekmiş ve sayısız Türk 'ün kanına girmiş bir adamdır. Arif Hikmet Paşa, sonraki yıllarda karanlık siyasi hayatı olan bir denizcidir." |
|
|
|
Nicomedia41
Üyeliği iptal edilmiştir
|
Konu: Geri: Osmanlı'dan Japonya'ya robot Ptsi Haz. 22, 2009 3:34 pm |
|
|
İşte Abdulhamid Han Hakkında Anlatılan 10 Yalan ..! 1. Kızıl Sultandı: Bu iddia, Albert Vandal adlı bir Fransız yazar tarafından ortaya atılmıştı. Atılış sebebi de, Abdülhamid'in Ermeni isyanlarını bastırtmış olmasıdır. Başta İngiltere ve Fransa olmak üzere Avrupa kamuoyunda Abdülhamid'in kan dökücü bir padişah olduğu propagandası başlatıldı. İşte "Kızıl", yani kan döken Sultan lakabı bu sırada asıldı boynuna. Hadi Ermenilerin böyle demesini anladık; iyi ama bir tekini bile idam ettirmemiş olan Abdülhamid'e Jön Türkler neden "Kızıl Sultan" dediler? 1915'te yüzbinlerce Ermeni'yi tehcir ettirecek olanlar, 25 yıl önce Ermeni propaganda ordusunun neferleri olmakta sakınca görmemişlerdi.
2. Meşrutiyet düşmanıydı: 93 Harbi'nde Osmanlı topraklarının üçte biri kaybedilmişti. Bu çapta bir toprak kaybı karşısında meclisteki farklı milliyetlere mensup üyeler paniğe kapılmış, her biri kendi milletinin topraklarını kurtarma telaşına düşmüştü. Birleştirici olacağı ümidiyle kurulan meclis, tam tersine bölücü bir meclis olmuştu. İki seçenek vardı: Ya parçalanmaya seyirci kalmak ama meşrutiyetten taviz vermemek ya da meşrutiyeti askıya almak ama ülkeyi parçalanmaktan kurtarmak. Abdülhamid ikincisini seçti ki, aynı durumda devlet refleksi zaten başkasını yapmasına müsaade etmezdi.
3. Milleti cahil bıraktı: Bilinenin aksine, Osmanlı tarihinin en canlı eğitim hamlesi, Abdülhamid dönemine rastlar. Sevan Nişanyan'ın hesaplamalarına göre Türkiye, Abdülhamid dönemiyle kıyaslanabilecek bir okullaşma düzeyine yeniden ancak 1950'li yıllarda ulaşabilmiştir. Mesela 1895'te TC sınırlarına tekabül eden bölgede bine yakın (835) ortaokul ve lise bulunuyorken 1923'te bu sayı 95'e düşmüştür. 1895'teki yüz bine yakın öğrenci sayısı (97.837), 1950-51 sezonunda aşağı yukarı aynı seviyede seyretmektedir (90.356). Öncesiyle kıyasladığımızda Abdülhamid dönemindeki eğitim patlaması daha görünür hale gelir. Tahta geçtiği yıl 250 olan rüşdiye sayısı 1909'da 900'e, 6 olan idadi sayısı 109'a çıkmıştır. 1877'de İstanbul'da sadece 200 tane modern ilkokul varken 1905'te 9 bine çıkmıştı. Her yıl ortalama 400 ilkokul açılmıştır ki, bu, Cumhuriyet döneminde bile kırılamamış bir rekordur.
4. Denizciliğe düşmandı: Abdülaziz döneminde dünyanın 3. büyük deniz gücü olmuştuk ama bu donanmanın sadece yıllık boya parası bile Denizcilik Bakanlığı'nın bütçesini aşıyordu! Abdülhamid "karacı" idi, kabul. Ama Atatürk de, İnönü de karacı idi. Demek ki, Türkiye'nin etrafı denizlerle çevrili bile olsa böylesine büyük bir deniz gücünü besleyebilecek ekonomik altyapısı mevcut değildi. Savaş gemisi alıp yeniden dışarıya bağımlı kalmaktansa Abdülhamid tercihini kara ve demiryollarından yana kullandı. İttihatçılar da, Atatürk de, İnönü de demiryoluna öncelik vermediler mi?
5. Keyfî sansür uyguladı: Sansürün elbette savunulacak tarafı yok. Ancak PKK ile mücadele döneminde basının nasıl ağır bir sansür altında çalıştığını unutmadık. Sansür vardı, evet. Fakat siyasi konulara girilmemesi aynı zamanda edebiyatımızın görkemli eserlerinin ortaya çıkması gibi hayırlı bir sonuç da vermemiş midir? Hem Takrir-i Sükûn döneminde uygulanan "cellat sansürü"yle hiç mi hiç kıyaslanamaz Abdülhamid'inki.
6. Hafiye teşkilatı zararlıydı: Hafiye teşkilatının topluma nefes aldırmadığını iddia edenler, aksi halde ne yapılması gerektiğini de söylemelidirler. Meydanı İngiliz, Rus, Fransız ajanlarına mı bırakmalıydı? Hafiyesiz, ajansız, casussuz bir devlet olur mu? Unutmayalım ki, Fransa'nın İstanbul büyükelçisi, Abdülhamid'in tahta geçtiği yıl sokaklarda Fransız Kralı'nın posterlerinin Ermeni hamalları tarafından satıldığını yazıyordu. Devlet Londra, Paris ve Petersburg'dan yönetiliyor, "Hasta Adam"ın kimin kucağında öleceği tartışılıyordu. Abdülhamid, iktidarın dizginlerine asılabilmek için hafiye teşkilatını kurmak zorundaydı. Elbette suistimaller olmuştur ama yakınlarından biliyoruz ki, Sultan her jurnali okuyor ama mutlaka yazanın adam olma niteliğine göre değerlendirmeye tabi tutuyordu.
7. Despottu: 'İstibdad' kelimesini 'despotizm' diye çevirmek yanlıştır. Hele totalitarizm hiç değil. Kaldı ki, İslam siyaset düşüncesinde "istibdâd" meşru yönetim şekillerindendi. Mesela İbn Haldun 'istibdâd'ı tek adam yönetimi, yani otokrasi anlamında kullanır ve meşru yönetim şekillerinden biri kabul eder. Kaldı ki, önüne gelen idam cezalarını sürekli affeden birinin istibdâdın yetkilerini hangi yönde kullandığını da pekala görmüş oluyoruz.
8. 31 Mart'ı tertiplemişti: 31 Mart isyanında en ufak bir katkısının olmadığı kesin olarak ortaya çıktığı halde asırlık İttihatçı propagandanın etkisi hâlâ sürüyor. İsyanı araştırma komisyonu başkanı Yusuf Kemal [Tengirşenk], 31 Mart'ın Abdülhamid'in eseri olmayıp İttihatçılara karşı yabancı casus şebekeleri ile mürtecilerin teşebbüsleri olduğunu yazmıştır. Rıza Tevfik ise mahkemede şunları söylemiştir: 31 Mart uydurma ihtilali hazırlandığı zaman ben Talat Bey'e beyhude yere kardeş kanı dökülmesinin büyük bir cinayet olduğunu anlattım. Aldığım cevap şu oldu: "Ne yapalım, Cemiyetin paraya ihtiyacı var, bunu da ancak Yıldız Sarayı'nın hazinesi karşılayabilir."
9. Hamidiye Alayları gereksizdi: Hamidiye Alayları şunlara yaramıştı: 1. Askerlik yapmayan Kürtlerle kolluk kuvveti eksikliği giderildi. 2. Rus istilasına karşı caydırıcı oldu. 3. Kürtler ve konar göçerlerin dış güçlerce kullanılmasına engel oldu. 4. Aşiretlerin yerleşik hayata geçmelerini hızlandırdı. 5. Çocuklar İstanbul'daki Aşiret Mektebi'nde eğitilerek Osmanlılık bilinci edindiler. 6. Aşiret kavgalarının önüne geçildi. 7. Sükûnet sağlanınca Doğu ve Güneydoğu Anadolu'nun imarına çalışıldı...
10. Korkaktı: Namık Kemal'in oğlu Ali Ekrem Bey'in dediği gibi "Abdülhamid'in korkak olduğunu sananlar yanılırlar. Korkak olmak şöyle dursun, tam tersine cesurdu." Dolmabahçe Sarayı'ndaki bir bayramlaşma sırasında deprem olmuş ve tavana asılı 1,5 tonluk bir avize yere düşmüştü. O kargaşalıkta salonda kılı kıpırdamayan tek kişi, Abdülhamid'di. Keza yanı başında bomba patlarken bile metanetini yitirmemiş, öğleden sonra elçilerle mutad görüşmelerini dahi aksatmamıştı. Kızı Ayşe Sultan'a söyledikleri karakterini iyi özetler: "Kalbimde yalnız Allah korkusu vardır. Bir hadise olmadan evvel onu önlemek için telaş ederim. Ama tehlikenin içinde bunduğumu hissedersem icabında ateşe atılmaktan bile çekinmem." |
|
|
|
kadir1131
|
Konu: Geri: Osmanlı'dan Japonya'ya robot Ptsi Haz. 22, 2009 3:41 pm |
|
|
Hilafiyet Osmanlı nın son zamanlarında kullanılmıştır.. Çünkü Osmanlı zayıflıyor ve bir güç lazım oda müslümanlar.. Bu güç elinde neden ozzamana kadar kullanmadın? Neden zayıflarken gerilerken kullanıyosun ki?
Zaten halifeliği biz büyük askeri deha Yavuz un Mısırı feth etmesiyle kazanamadık. Ondan öncede padişahın elyazmalarında En Büyük Halife (Arapçasını bilmediğim için yazmıyorum) ünvanı kullanılırdı.
Ozamanlarda hilefet resmen memlük devletinin elindeydi. Ama memlük devletini deyip geçmeyin. Memlük Devleti Avrupada ve Asyada hiçbir devletin durduramadığı İlhanlılar Devletini yani Moğolları durdurmuştur. Ve Şamda büyük bir zafer kazanmıştır. Bu küçük bişey değildir. Ve Memlük Devleti Fatihin Oğlu Yavuzun babası 2. Bayazid Memlük Devletine yapılan savaşta yenilmiştir. Ve sadece 5 yıl sonra ordudaki 1000 kişi azaltımıyla Yavuz yenmiştir. 16000 kişilik Osmanlı ordusu aynı devlete yeniliyor. 1000 kişi az 15000 kişilik osmanlı ordusu aynı devleti yeniyor. Çünkü başta büyük bir askeri deha var. Yavuz gerçekten önemli bir askeri dehadır. ayrıca babası 2. Bayazid han ı zehirliyerek tahta geçer.
Halifeliğe dönmek gerekirse; halifelik osmanlıların zor zamanlarında kullandığı bir makamdır. Zaten araplarda zor zamanda bizi kullanıyor halifenin görevi bizi korumaktır biz onu koruyoruz diye İsyan çıkartıyor Arabistan topraklarında hatta zamanın padişahı Abdülhamid Han dır. Hatta Mustafa Kemal Atatürk te Kılıç Ali ile birlikte Şamda sürgündedir ozaman. Suçları ise İttihat ve Terakki Cemiyetine üye olmak.
Not: İttihat ve Terakki Cemiyeti nin çoğu üyesi sonradan Mason olmuştur (örn: Enver Paşa, Cemal Paşa vb.). Fakat ozaman hiçbiri Masonluğun ne demek olduğunu bilmiyorlardı. Eğer İttihat ve Terakki Cemiyeti olmasaydı Arabistan ozamanlarda elimizden çıkıcak fakat Batı Trakyada Osmanlılar ilerleyecekti. Çünkü İttihat ve Terakki Cemiyeti Arabistanda çok önem vermiştir. |
|
|
|
Cucurman
|
Konu: Geri: Osmanlı'dan Japonya'ya robot Ptsi Haz. 22, 2009 3:47 pm |
|
|
9. Hamidiye Alayları gereksizdi: Hamidiye Alayları şunlara yaramıştı: 1. Askerlik yapmayan Kürtlerle kolluk kuvveti eksikliği giderildi. 2. Rus istilasına karşı caydırıcı oldu. 3. Kürtler ve konar göçerlerin dış güçlerce kullanılmasına engel oldu. 4. Aşiretlerin yerleşik hayata geçmelerini hızlandırdı. 5. Çocuklar İstanbul'daki Aşiret Mektebi'nde eğitilerek Osmanlılık bilinci edindiler. 6. Aşiret kavgalarının önüne geçildi. 7. Sükûnet sağlanınca Doğu ve Güneydoğu Anadolu'nun imarına çalışıldı...
Hamidiye alaylari ne ise yaradi sana soyleyeyim.
1-Rus isgaline filan ne bir caydirici guc oldu nede ruslara karsi savasti. 2-Hamidiye alaylari bol bol ermeni kesti mallarini aldi alevi turkmenlere karsi sindirme politikasi yapti. 3-Turkmenlerin cogu zorla ya mesep deyistirmisitir yada yada kurtlesmistir. 4-Kurt asiretleri ne yerlesik duruma gecmistir diye birsey yok yorukler ve turkmenleri oldurerek yerlesik duruma gecirmistir.Ornegi Turkmen avsarlaridir.
|
|
|
|
kadir1131
|
Konu: Geri: Osmanlı'dan Japonya'ya robot Ptsi Haz. 22, 2009 3:59 pm |
|
|
Bunu İlber Oktaylı Dün dinlediğim programda söyledi:
''Selanik'in komutanı Tahsin Paşa, II.Abdülhamid'in gadrine uğradığı için o komutanlığa getirilmiştir İttihatçılar tarafından. Nedir yani her II.Abdülhamid'in gadrine uğrayan (haksızlığa, merhametsizliğe uğrama) iyi komutanmıdır, tabiki değildir. Bulgarlar oraları aldığında ilk işleri yahudi mahallelerindeki yahudileri katletmektir.'' |
|
|
|
_sahmeran_
|
Konu: Geri: Osmanlı'dan Japonya'ya robot Ptsi Haz. 22, 2009 6:45 pm |
|
|
MUTLAKA OKU!!!
Bazı arkadaşların sanırım ağzını toplaması gerektiğini düşünüyorum.
O kadar acizkar hale düşülmüş ki Hareket Ordusuna ve Kumandanlarıyla beraber Mustafa Kemal Mason denilmekte..!
---Bilgin yoksa Fikrin Yalandır---
Tarihi konularda bazı arkadaşların kendilirini tarafsız olarak yetiştirmesi gerektiğine inaniyorum.
Selanik %60 ı yahudidir. %5'i Rumdur. Geriye kalan 5 lik kısımı Türkler-Bulgarlar ve Çingeneler oluşturur. Selanikte Türk yok demek cahilliktir.
Cemal Paşa, İttihat Terakkide ki ve hatta Osmanlı Tarihindeki en basiretsiz komutanlardandır. Cemal Paşanin Selanik'i savunmadan gitmeside bunu kanıtlamaktadır.
Lakin bilinmesi gerekir ki, Selanik Yahudileri bilindiği kadar kötü değildir. Bazı arkadaşlar, Yahudi kelimesini duyunca birden irkiliyorlar. Yahudiler Selanik'in zengin kesimidir. Buna paralel Osmanlıya en çok vergi giden 2. Kent Selaniktir. Burada ki Yahudilerin toplu olarak bir isyana kalkışmaması, yaşadıkları yerlerde olay çıkarmamalarıda bir diğer noktadır.
Evet Yahudilerin oluşturduğu MASON teşkilatı Osmanlıda da kuvvetlidir. AMA ŞU KESİNDİR Kİ HİÇBİR YAHUDİYE SEN MASONSUN, ÇÜNKÜ SEN YAHUDİSİN DİYEMEZSİNİZ!!!
Yahudileri olduğu gibi Mason yapmakta yine acizliktir. Ben burda bir kaç yahudi ismi sayarım ülkemize verdikleri yararın haddi hesabı yoktur.
İsrail şöyle, İsrail böyle. Yahudi değilmi hepsi aynı gibi söylemlerde yine şapşallıktır.
Son Olarak;
Hareket Ordusu Abdülhamid'i indirmak maksadıyla İstanbul'a gelmemiştir. Ordu, isyanı bastırmak için gelmiştir. Abdulhamid'i indiren İttihat Terakki Cemiyetidir. Hareket Ordusundan güç alarak Sultan indirilmiştir.
Niconun belirttiği bir diğer hususta; Hareket Ordusunun çok büyük kısmının Yahudi olmasıdır.
Efendim böyle birşeyin olması imkiansız. Hayal aleminde yaşamayın.
Osmanlı ordularına gayri müslim almazdı. Ama 1850 li yıllardan sonra almayan başladı. Alınan Gayri Müslimlerin sayısı Bir Alay içinde 1 mangayı geçmeyecek kadardır.
Alayla Orduyu kıyaslayın Yahudi sayısı bulun. Ordunun en fazla %5 ila %10 u kadardır.
|
|
|
|
kadir1131
|
Konu: Geri: Osmanlı'dan Japonya'ya robot Ptsi Haz. 22, 2009 7:41 pm |
|
|
Ben sen masonsun sen değilsin hesabı yapmadım. sadece tarih profösörlerinün* söyledikleri şeyleri buraya taşıdım. Ve yazdıklarım dikkatli okunursa Mustafa Kemal masonluğu kabul etmedi dedim. Ayrıca İttihat ve Terakki Cemiyeti nin kurmayları evet masondur. Ama onlar masonluğa geçtiklerinde masonluğun ne demek olduğunu bile bilmiyorlardı. Ardından mason olduklaını reddettiler.
Cemal Paşa konusuda aynı dediğiniz gibi İTC nin en beceriksiz adamlarındandır.
Not: Dediklerimi çarpıtmaya gerek yok. Lütfen anlayarak okuyun.
Kaynakça:
Dediğim tarih pröfösörleri İlber Oktaylı, Murat Bardakçı, Pelin Batu ve Erhan Afyonlu' dur. Program ise: Habertürk te yayınlanılan Tarihin Arka Odası Masonluk ile ilgli yapılan 3 bölümüdür. |
|
|
|
Nistel
|
Konu: Geri: Osmanlı'dan Japonya'ya robot Ptsi Haz. 22, 2009 8:02 pm |
|
|
hehe robota bile sakal yapmış bizimkiler be |
|
|
|
_sahmeran_
|
Konu: Geri: Osmanlı'dan Japonya'ya robot Ptsi Haz. 22, 2009 8:13 pm |
|
|
- kadir1131 demiş ki:
- Ben sen masonsun sen değilsin hesabı yapmadım. sadece tarih profösörlerinün* söyledikleri şeyleri buraya taşıdım. Ve yazdıklarım dikkatli okunursa Mustafa Kemal masonluğu kabul etmedi dedim. Ayrıca İttihat ve Terakki Cemiyeti nin kurmayları evet masondur. Ama onlar masonluğa geçtiklerinde masonluğun ne demek olduğunu bile bilmiyorlardı. Ardından mason olduklaını reddettiler.
Cemal Paşa konusuda aynı dediğiniz gibi İTC nin en beceriksiz adamlarındandır.
Not: Dediklerimi çarpıtmaya gerek yok. Lütfen anlayarak okuyun.
Kaynakça:
Dediğim tarih pröfösörleri İlber Oktaylı, Murat Bardakçı, Pelin Batu ve Erhan Afyonlu' dur. Program ise: Habertürk te yayınlanılan Tarihin Arka Odası Masonluk ile ilgli yapılan 3 bölümüdür.
Senin için demedim yazdıklarımı zaten. Sözlerimin muhatabı belli. Dediğin programı bende izliyorum. İTC yöneticilerin hepsi mason değildir. Hatta aynı programda Talat Paşanın Masonluğunun meşhul olduğu söylenmiştir. Bunuda önemli not olarka yazmak gerek. |
|
|
|
Nicomedia41
Üyeliği iptal edilmiştir
|
Konu: Geri: Osmanlı'dan Japonya'ya robot Ptsi Haz. 22, 2009 8:29 pm |
|
|
Ben ordunun hepsi yahudi demedim . Ünlü selanikli mason harry ojalvonun dediğine göre harekat ordusunun %60 ı selanikli yahudilerden oluşuyordu . Ha rakamlar değişken olabilir ama şu bir gerçektirki Harekat ordusunda sadece 1 bölük osmanlı askeri vardı geri kalanlar rum bulgar cingen komitacılardı. Bunu büyük tarih proflarıda söylüyor Ayrıca Abdulhamidi indiren İ.T ciler Osmanlı düşmanı İslam düşmanlarıdır.. Buna karşı olan Abdulhamidin baskıcı irticacı padişah olduğunu iddiaa edenlerin geninde şüphe vardır . Oktay ekşi gibi osmanlıya rus deyip ermeni çıkanlardan olabilirler. 1909 dan sonra osmanlıyı masonlar tamamen ele geçirmiştir. Enverler talatlar sonradan kullanıldıklarını anladılar ama iş işten geçmişti .. |
|
|
|
karademir
|
Konu: Geri: Osmanlı'dan Japonya'ya robot Salı Haz. 23, 2009 12:04 am |
|
|
nico'nun dediği her şeye katılıyorum güzel anlatmışsın. |
|
|
|
_sahmeran_
|
Konu: Geri: Osmanlı'dan Japonya'ya robot Salı Haz. 23, 2009 1:17 pm |
|
|
Ne Talat Ne de Enver Mason değildir. Bu İTC düşmanlarının ve tarihe yanlı bakanların uydurdukları bir yalandır.
Ayrıca bugüne kadar hareket ordusunun %60 ı gibi büyük bölümü yahudidir diyen tarihçi hiç görmedim bi senden duyuyorum.
Bende Boşnak asıllıyım. Türk ordusunun %30 Boşnak desem inanır mısınız? O adamda Hareket ordusundaki yahudi ağırlığını abartmış belli ki. Kimileri tarafından bu kadar çok dikkate alınacağını bilseydi herhalde %60, %80-90 a varırdı.
Sevsenizde sevmesenizde İTC Osmanlının en önemli kuruluşlarındandır. Osmanlının aktif siyasete ve diktadan çıkmasına sebep olmuştur.
Bu da cumhuriyet Türkiyesinin kurulmasında pay sahibi olmuştur.
Talat Paşanın hayatını anlatan bir kitap okudum, Enver paşayı zaten 8 yaşından beri okuyarak ezberledim. Ne Talat Beyin Ne de Turan Orduları Kumandanı Enver Paşanın İslam aleyhinde bir tek sözlerini dahi duymadım.
İkisininde ruhu şad olsun... |
|
|
|
kadir1131
|
Konu: Geri: Osmanlı'dan Japonya'ya robot Salı Haz. 23, 2009 2:20 pm |
|
|
ben diyorum ki zaten onlar ( Talat ve Enver Paşa) masonluğa geçtiğinde masonluğun ne olduğunu bilmezlerdi. onu vurgulamaya çalışıyorum.
Not: Tarihin Arka Odası programında verilmişti. Hatta bu şemsiyeleri kılıç yerine kullandılar balta şovalyeleri ve düğünlerini anlatmışlardı. işte programın o bölümünü izlediyseniz orda aynen bu şekilde söylüyor. |
|
|
|
Nicomedia41
Üyeliği iptal edilmiştir
|
Konu: Geri: Osmanlı'dan Japonya'ya robot Salı Haz. 23, 2009 2:35 pm |
|
|
Talat enver vırt zırt bunların ne halt olduğunu bilmeyenmi var beni konuşturmayın ölülerin arkasından şimdi . Hepsi mason uşağı hilafet düşmanı İslam düşmanı Osmanlı düşmanı hainlerdi . Zaten yaptıkları fiili eylemlerden apaçık kimlere hizmet ettikleri meydanda. Enver denen masonun saçma sapan hayalleri yüzünden 90 bin askerimizi şehid verdik . Ayasofya şu anda puthane durumunda hala gelmiş bazıları İslamdan dinden bahsediyor peh peh peh . Fatih sultan mehmed hanın laneti hepimizin üstünedir. Başta o çıban başlarının üstünedir .. |
|
|
|
Mit
|
Konu: Geri: Osmanlı'dan Japonya'ya robot Salı Haz. 23, 2009 2:59 pm |
|
|
Ayasofya puthaneymis. Yahu yobazligin bu kadari olur...
Enver Pasa vatan hainide degildir, masonda degildir, saçma sapan konusmayin, Habertürk'te geçenlerde kirolarinda Türk oldugunu iddia eden, Nihal Atsiz'i kötüleyen bir program bulunuyordu. Her baktiginiza inanmayin, daha derinden arastirmalar yapmaniz gerekmektedir.
Enver Pasa zamanin en güclü devletlerinin çakal gibi korktugu kuyusunu kazmak icin ellerinden geleni ardlarina koymadiklari bir yigitti Azerbaycani kurtarmis ordusunu bile kurmustu hedefini orta asyaya cevirdiginde seytani planlar devreye sokuldu ama yilmadi son nefese kadar müdalesini sürdürdü cennet makani olsun . Atatürk son Türk basbugudur, Enver pasa ise iyi amaçlar için ancak yanlis seyler yapmis bir Osmanli komutanidir. Ayni düzeyde olmadiklari gibi adlarinin ayni cümlede kullanilmasi bile yanlistir. Kurtulus savasini tek kisi sonuca ulastirabilirdi, o da tanrının seçtigi basbug Atatürk'tür.
Hain olsa zaten cehpede sehit olmazdi, ama son nefesini Türklük ve Türkler için adamis sahipsiz bir kahramandir.
Enver pasanin yaptigi dogru seyler de vardir yanlis seyler de. Onu ne abartmanin manasi yok nede asagilamakta. |
|
|
|
kadir1131
|
Konu: Geri: Osmanlı'dan Japonya'ya robot Salı Haz. 23, 2009 3:18 pm |
|
|
Tamam çok güzel bir konuşma oluyo da robot tan taaa nereye geldik ya |
|
|
|
Nicomedia41
Üyeliği iptal edilmiştir
|
Konu: Geri: Osmanlı'dan Japonya'ya robot Salı Haz. 23, 2009 3:24 pm |
|
|
Tanrının görevlendirdiği başbuğ Atatürk Ya sabır ... Birde bize yobaz diyorlar böyle kafa yapısımı olur |
|
|
|
_sahmeran_
|
Konu: Geri: Osmanlı'dan Japonya'ya robot Salı Haz. 23, 2009 3:33 pm |
|
|
Sen o kendi kafa yapınla yakında postalların, taş atacağını söylediğin tankların altında kalırsın.
Hain dediğin Enver Paşa, Azerbaycan'a ordusuyla giren ve Edirneyi Bulgarlardan kurtaran zaattır.
Eğer bunları yapan hainse Vahdeddine ne demelidir bilmem... |
|
|
|
Nicomedia41
Üyeliği iptal edilmiştir
|
Konu: Geri: Osmanlı'dan Japonya'ya robot Salı Haz. 23, 2009 3:40 pm |
|
|
Laikçilerin kuru tehditleri Azınlık işte Aç tavuk misali Enver paşa dediğiniz zatı muhterem psikolojisi bozuk saçma sapan hayalleri olan aşırı hırslı değişik bir tipte olan Allah u ekber dağlarında 90 bin askerimizi resmen politikalarıyla katleden adamdır. Vahdettin dediğin kişide bu vatanı kurtaran ama sonunda cumhuriyeti kuranlar tarafından kazık atılan yurt dışına sürülen bir İSLAM HALİFESİ dir . Bu laikçiler hala anlayamadı Osmanlının büyüklüğünü ve asaletini Hala kendi atalarıyla kıyaslamaya kalkıyorlar |
|
|
|
_sahmeran_
|
Konu: Geri: Osmanlı'dan Japonya'ya robot Salı Haz. 23, 2009 3:51 pm |
|
|
Vahdettin vatanı kurtaran mı
Yapma, bu kadar saf olduğunu sanmıyorum. Vahdettin gbii İslam halifesi yerin dibine batsın!
Osmanlıyı büyük yapan Yükselme dönemidir. Saraydan çıkmaya karı tipi padişahlar Osmanlının imajını bozmuştur.
Bazı Padişahlar hariç hiç bir kişi Atatürk'ün yapabildiği büyüklükte birşey yapamamıştır.
Atatürk, bir imparatorluğun küllerinden yeni ve genç bir Cumhuriyet kurabilmiştir. Yeni bir ülke kurmayıp ne yapsaydı? Osmanlıya padişah olup devam mı etseydi? Hani aciz zihniyet bunu ister ki? Bak ne güzel elimizde seçme ve seçilme hakkı var.
Osmanlı olsaydı(Meşruti dönem hariş) bu hak elimizde olur muydu? Adamın biri ülkeyi yönetir bizde mal gibi bakardık.
Senin bu acizliğini, beynin yıkandığı o militan yetiştiren sitelere bağlıyorum. |
|
|
|
LoRD_DeViL
|
Konu: Geri: Osmanlı'dan Japonya'ya robot Salı Haz. 23, 2009 5:24 pm |
|
|
Vahidettin Vatanı kurtardı ha yani buna inanacak adam varsa ben ne diyim size.Vahidettin İtilaf devletlerinin dediklerini yapmaktan başka birşey yapmadı.Vatanı kurtarmak isteyenlerin önüne taş koymak için herşeyi yaptı.Bu kadarda abartmayın gülünç duruma düşüyorsunuz. |
|
|
|
karademir
|
Konu: Geri: Osmanlı'dan Japonya'ya robot Salı Haz. 23, 2009 5:33 pm |
|
|
atatürkü bu kadar gözünüzde büyütmeyin.
şimdi banada yobaz derler |
|
|
|
|
Osmanlı'dan Japonya'ya robot |
|
|
2 sayfadaki 4 sayfası |
Sayfaya git : 1, 2, 3, 4 |
|
|
Bu forumun müsaadesi var: |
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
|
|
|
|
| |